Welcome to Our Website

Cumhuriyet’e Karşı Düzenlenen, Öğretmen Kubilay’ın Şehit Edildiği Menemen Olayı’nın Üstünden 93 Sene Geçti

Cumhuriyet’in ilanı öncesi ve sonrasında çok sayıda iç isyan yaşandı. Bu isyanlar arasından bir tanesi var ki bugün dahi hatırlandığı zaman duygularımıza hakim olmakta zorlanıyoruz. 1930 yılında Menemen’de Cumhuriyet rejimine karşı çıkan isyan neticesinde askerliğini yedek subay olarak yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay, isyancılar tarafından şehit edildi.

Vahim olayın ardından tüm bölgede sıkıyönetim ilan edildi. Şehit öğretmen Kubilay’ı saygıyla anarken neler yaşandığını Menemen İsyanı’nın 93. yılında yeniden hatırlayacağız.

1920’li yıllar Cumhuriyet Devrimleri’nin tüm yurtta uygulanmaya başladığı yıllardı. Genç Cumhuriyet yeni rejimi ve uygulamaları hayata geçiriyordu.

Bununla birlikte özellikle Saltanat’ın ve Halifeliğin kaldırılması, kılık kıyafet devriminin gerçekleşmesi bazı odaklar tarafından kabul görmüyordu.

1930 yılında bugün İzmir’in bir ilçesi olan Menemen’de olaylar patlak verdi.

23 Aralık sabahı Manisa’dan Menemen’e gelen dördü silahlı altı kişi, bir camiden aldıkları yeşil sancağı sabah namazından sonra ilçe meydanına dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalıştılar.

Karşılarına ise bir Cumhuriyet Öğretmeni çıkacaktı.

Halkın bir kısmının katılmasıyla isyancı grup kısa zamanda büyüdü. İlk eylemciler arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamlı Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan ve Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet, halka kendini mehdi olarak tanıttı ve dini kurtarmaya geldiklerini söyledi.

İsyancılar Halife’nin Ordusu olduğunu iddia ediyor ve tüm İslam aleminin kendi arkalarında saf tutacağını söylüyorlardı. 

Menemen sokaklarında slogan atarak yürüyüşe geçtiler. Cumhuriyet Rejimi ve Devrim aleyhtarı söylemlerle aralarına yeni kişiler de kattılar.

İsyancılar aynı zamanda Şeriat Bayrağı etrafında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini belirterek yerel halkı tehdit ettiler. 

İşler çığırından çıkıyordu.

İsyancılar meydana diktikleri ve şeriat sancağı olarak adlandırdıkları yeşil bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye ve zikretmeye başladılar. “Şapka giyen kafirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir.” diye bağırarak bu isyan hareketini büyütme çabası içine girdiler.

Bazı tarihçiler isyana katılan kimi köylülerin Halife Ordusu gelecek korkusuyla isyana karıştıklarını ifade ediyor. Zira isyancıların bu kadar kısa zamanda bu kadar büyük kalabalık toplamasına kimse ihtimal vermiyordu. Bir anda Menemen sokakları ‘Şeriat İsteriz’ sesleriyle dolup taştı.

Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulması üzerine alay komutanı, yedek subay Kubilay’ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderdi.

Yedek Subay Kubilay, belki de bir öğretmen olduğu için olsa gerek, isyancıları sözle yola getirebileceğini düşündü. Kendileriyle iletişim kurmaya çalıştı. Lakin karşısında çığırından çıkmış bir güruh vardı.

Askerlerin yanından ayrılarak tek başına isyancıların arasına girdi Kubilay. Teslim olurlarsa en az ceza ile kurtulabileceklerini anlattı.

İsyancıları teslim olmaya ikna etmeye çalıştı. Silahlı eylemcilerden biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Bunu gören askerler ateşle karşılık verdiler ancak tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardı.

Ateşlenen silahlarla öldürülmediklerini gören isyancıların elebaşları, bu durumu ‘Mehdi’ olmalarının işareti olduğuna yordu.

İsyancılardan birisi ateş ederek Yedek Subay Kubilay’ı yaraladı. Yaralı şekilde isyancıların arasından çıkmaya çalışan Kubilay’ı yakalayıp bıçakla kafasını gövdesinden ayırmak suretiyle şehit ettiler.

Yedek Subay Kubilay’ın kesik başını yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. 

Bunun üzerine kesik başı bayrağın sopasına iple bağladılar. 

Olay yerine sonradan gelen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı ancak açılan ateş sonucu o da şehit oldu. 

Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de aynı kaderi paylaştı.

Böylece Yedek Subay Kubilay ile birlikte iki bekçi de bu isyanda şehit olmuş oldu.

31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edildi ve 1. Kolordu Komutan Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı harp kuruldu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Menemen Hadisesi’ni öğrendiği zaman çok öfkelendiği ve derhal bölgede asayişin sağlanmasını istediği ifade ediliyor.

Nitekim, olayın ardından neredeyse tüm Menemen askerler tarafından kontrol edildi ve isyana karışan kişiler yakalanarak sorgulandı.

Olaya doğrudan ya da dolaylı olarak katılan 105 sanık hakkında Anayasa’yı ihlal suçundan işlem yapıldı.

24 Ocak günü okunan iddianame sonucunda yargılama başladı ve nihayetinde 37 kişi idama mahkum edildi.

İdam hükümlülerinin altısı küçük yaşta olduğundan cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını iki yıl hapse çevirdi. Diğer 28 idam mahkûmu, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edildi.

İdam mahkumları, Şehit Kubilay’ın başının kesildiği noktada asıldı. İdam edilmekten kaçan bir mahkum iki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

26 Aralık 1934 tarihinde Menemen’de iki bekçi ve Kubilay için anıt dikildi.

Anıtın üzerine ‘İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz’ yazısı yazıldı.

Menemen Olayları ise Cumhuriyet Devrimi’ne sahip çıkmak için mücadele eden insanların sembolü olarak tarihteki yerini aldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....